DİDEM ÜRER: Canımdan çok sevdiğim aşkımın hikmetli sohbetine başlıyoruz inşaAllah, buyurun.
ADNAN OKTAR: Hikmet, inşaAllah Allah hikmet verirse, bizde hikmetle konuşuruz.
Bak Şeyhim bana ne göndermiş. Bir tane iki tane de değil. Şeyhimiz demiş, “oğlumun secde eden anından öpüyorum” demiş. Selam söylemiş, maşaAllah. Şeyhimizin neşesi bize on misli neşe veriyor. Onun mutlu olması, bizi on misli daha mutlu ediyor. Onun güzel yaşaması, saygı görerek yaşaması, değerli olduğunu ona insanların göstermesi, bize şevk ve neşe veriyor. Böyle değerli insanlar dünyada bir elin parmağını geçmez. Çok çok değerli bir insan Şeyhimiz. İşte Mahmut Efendi Hocamız var, Allah ömrünü uzun etsin, o da maşaAllah “Hz. Mehdi (a.s)’ı göreceğim” demiş, Allah’ın izni ile. Şeyhimiz var. Mehmet Şevket Eygi Hocamız var, o da tam İstanbul efendisidir. Çok değerli insanlar. Onun dışında tabii değerli insanlar var ama ben onları çok daha değerli görüyorum. Görmediğimiz kutup olabilir, Kutbu’l aktap olabilir, inşaAllah. Ama ben Şeyhimi dünyanın Sultanı olarak görüyorum.
Şeyhin Şah. Neşesi çok iyiymiş Şeyhimizin, iki üç gündür sohbetlere başlamış, çok selam söylemiş, “oğlumun secde eden alnından öperim” demiş, çok hoşuna gitmiş ziyaretimiz. Cihat’ta muayene etmiş, iyiymiş Şeyhimiz. Şu devriyesi çok şeker. Şeyhin Şah dünyanın Sultanı Şeyhimiz bir tane, bal, şeker, maşaAllah. Allah Şeyhimize hayırlı bereketli uzun ömür versin. Sağlık sıhhat versin onun mutluluğundan biz çok çok mutlu oluyoruz. Allah ondan nefret edenleri veyahut hoşlanmayanları hidayetiyle sarsın, hidayet versin. Ama hidayet vermediklerini Cenab-ı Allah şanına uygun karşılık versin. Çünkü bu kadar mazlum, bu kadar İslam’a hizmet etmiş bir insana çok değer verilmesi, çok saygı gösterilmesi gerekir. Saygıda hiç kimse kusur etmesin. Allah rızası için ben onu rica ediyorum. Makul bir saygı değil benim kastettiğim, çok yüksek bir saygıyı hak ediyor şeyhimiz. Ta çocukluğunda itibaren, bu ömrüne bu yaşına kadar İslam’a Kuran’a hizmet, daha hala tebliğ yapıyor, maşaAllah. Hafife alan bir üslubu da kabul etmem. Çok saygılı, bir dünyanın Sultanına gösterilen hürmet gibi hürmet görmesini isterim Şeyhimizin. O bir tane, maşaAllah.
Evet, Didem Hocam.
DİDEM ÜRER: Gazeteci Savaş Ay, bir buçuk aydır tedavi gördüğü İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
ADNAN OKTAR: Allah rahmet etsin. Evinde ziyarete gitmiştim. Sağlık tavsiyelerinde bulunmuştum. Neşesi yerindeydi o zamanlar. Ama tabii takdir bu şekilde, Cenab-ı Allah onu dünyaya getirdiğinde, öleceği anı saniyeyi de yaratmış. Kaç nefes alacağı belli, işte kaç milyon nefes alacaksa, sonuncu rakam oluştuğunda, Allah’a teslim ediyor ruhunu. Allah taksiratını affetsin. Ailesine de sabrı cemil temenni ediyoruz Cenab-ı Allah’tan. Evet.
DİDEM ÜRER: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Aziz Yıldırım hakkında, TSK’ya ait gizli bilgileri yabancı bir ülkeye temin ettiği gerekçesiyle tebliğ name hazırladı Hocam. Başsavcılık, Roketsan davasından berat eden Yıldırım’ın 8 yıl hapisle cezalandırılmasını talep etti.
ADNAN OKTAR: Roketle ne işi var onun, var mı öyle bir iddia? Haberim yok ben yeni duyuyorum.
DİDEM ÜRER: Evet.
ADNAN OKTAR: Vardır bir hayır. Biz yargıya güveniyoruz. Çünkü mahkemeler var, mahkeme olmuyorsa reddi hakim yapabilirler, üst mahkemeler var, Yargıtay var, neyse kanun, hukuk o uygulansın. Masumsa beraat eder zaten, değilse ceza alır. Türkiye genel anlamda iyiye gidiyor eskiden mafyanın cirit attığı, mafyanın her yerde herkesi tehdit ettiği, insanlara dehşet saçtığı, iddia edilen Ergenekon terör örgütlerinden heyulanın, dehşet örgütünün insanları kabus içinde yaşattığı bir dünyadan rahat bir dünyaya geçiş oldu. Şu an ben hiç mafya tehdidi duymuyorum. Mafyanın cirit attığı bir ortam da görmüyorum. İddia edilen Ergenekon terör örgütün faili meçhullerini de artık duymuyoruz. Eskiden neydi kardeşim, adamlar sıradayız diye ödleri kopuyorlardı. Ödleri kopuyordu insanların, işte sekizinci sıradasın, dokuzuncu sırada, hakikaten sırası gelen de gidiyordu. Bilmem ne üçgeni, bilmem ne sekizgeni, adamları götürüp orada infaz ediyorlardı. Bir çok kişinin de bilgisi dahilinde oluyordu. Bazı resmi kişiler de bunu biliyordu, hatta bizzat uyguluyorlardı. Şu an yapamıyorlar, nedeni? Hükümet dindar. Tayyip Hocam gitse, Ak Parti’nin o cevvaliyeti, o coşkusu kalmayabilir. Ama tabii Cenab-ı Allah’ın bir planı var. Cenab-ı Allah, Ak Parti’yi iktidara getirirken ne kadar kalacağını, Tayyip Hocam’ın ne kadar görevde kalacağını, hangi badirelerden geçeceğini, hepsini ona göre kaderde yaratmış. Her şeyin bir sonu vardır, Ak Parti’nin de bir sonu var tabii, Allah onu planlamıştır. Ama onun yerine mutlaka bir hayır gelecektir. Daha hayırlısı gelecektir, daha iyisi gelecektir. Onun için kimse telaş etmesin. Ak Parti’nin gitmemesini sağlayan, Allah’tır. Allah isterse gider. Ge